PASİF İYİ AKTİF KÖTÜNÜN TEŞVİKÇİSİDİR
Şunu iyi bilmeliyiz ki bir yerlere gelmek için çabalarken ama seçilerek ama atanarak gelinen koltuklar kısa süreliğine sizindir. O koltuk bakidir, o mevkii bakidir ancak sizler birer emanetçisiniz, o da bir süreliğine.
Hangi kurumda çalışıyor olursanız olun, hangi konumda olursanız olun, bulunduğunuz mevkiinin hakkını vermiyorsanız, veremiyorsanız hiç ehemmiyeti yok o koltuğun.
Sadece prosedür olarak görüntü verirsiniz. Bilmez misiniz ki geldiğiniz yerlerin bir sorumluluğu vardır, yükümlülüğü vardır. Ama öyle ama böyle kurulan tüm dernekler, odalar, kurumlar, birliği temsil etmek, üyelerini bir çatı altında toplamak için vardır.
Yani aynı zamanda bir gücü temsil eder. Çünkü birlikten ancak kuvvet doğar. Senelerdir gözlemim odur ki, koltuk kapan memlekette bir türlü vazgeçmiyor, vazgeçemiyor koltuğundan. Neredeyse 20 hatta 25 yıl gibi yahut 4 dönem 5 dönem o koltukları işgal eden insanlar güruhu var memleketimizde.
Her gelen bu kurumların başına sırf itibar görmek ve bu itibarı kaybetmemek için vazgeçemiyor konumundan. Oysa yeter artık, yeni fikirler yeni insanlar gelmeli diyen hiçbir başkanı görmedim bu güne kadar. Hantallaşan yapının yozlaşan fikirleriyle, atılımdan, girişimden, yenilikten uzak olması, üyelerinin her birinin derdine derman olmaya çalışması bana göre çok da zor olmasa gerek.
Sadece üye aidatlarını ödeyen, hatta bunu öderken dahi zorlanan insanları kucaklamasını bilemedi bu kurumlar. Tek adam olmaya çalıştılar, hatta birbirlerinin kurumlarını karaladılar.
İnanın insanlar mecbur edilmese devlet tarafından, sizin çatınız altında toplanmaya çok da meraklı değil. Ancak zorunlu tutuyor devlet bu kurumlara kayıt olmayı. Oysa o koltuklarda hakkını vererek oturmayan sadece egosunu tatmin etmek amaçlı insanların o mevkilerini kaybettikten sonraki hallerini de çok iyi biliyoruz hepimiz.
Yahut görevdeyken dahi aldıkları ahh'ların ceremesini ama öyle ama böyle ödeyen insanların hezimetlerine tanık olduk yıllar içerisinde. Yöneticilerin yaptıkları hatalarının yanlışlarının ve iyi yönetemedikleri kurumların hatasını sadece kendileri de ödemedi üstelik, onlarla beraber üyeleri de ödedi ne yazık ki.
Sonra bakıyorum yine birkaç dernek dışında bu kurumların hiç birinin yönetiminde Kadın yok, neden? Hiç mi Kadın üyeniz yok !! Oysa Kadın'ın olduğu her yer abad olur. Her şeyden evvel ölçülü davranmayı, kibar konuşmayı, kılığınıza kıyafetinize, oturup kalkmanıza dikkat etmenizi sağlar.
Erkek egemenliğinde olan hiçbir kurumu aklım almıyor. Günümüzde Kadın'ların artık daha aktif olduğu düşünülecek olursa inanın sizler kadar hatta sizlerden çok daha fazla idareci ve toparlayıcı olacak ve sizlerin eksiklerini gidereceklerdir. Zira Kadın detaycıdır, siz ana başlıkları konuşursunuz, Kadın satır aralarını doldurur.
Bakın partilerde dahi özellikle seçim dönemlerinde Kadın Kolları ve gençlik kolları iteleyici rol oynar. Organize ekip kurup bu ekibin idaresini de en güzel şekilde kotarır Kadın. Kırmadık, kıramadık zincirlerimizi, yeniliklere açık olamadık her birimiz.
Hoşumuza gitti at gözlüğü ile etrafımıza bakmak. Biz birbirimizle didişirken de atı alan Üsküdar'ı geçti. Pasif olsun, sesi çok çıkmasın, herkesle iyi geçiniyormuş imajı çizsin, aman bana da dokunmasın, ama benim adamım da olsun gibi zihniyetler bizi bu toplumu bu hale getirdi.
Önce kendi özelinde başarılı olmayan olamayan insanlar bugün bakın o kurumların başında. Çünkü oradan nemalanmak ama öyle ama böyle işlerine geldi. Şimdi bu yazıyı okurken pek çoğunuz bu fikirlere katılıyorsunuz biliyorum, ama şunu da biliyorum ki bu sessiz çoğunluk sesini çıkarmadıkça bu durum sittin sene daha devam edecektir.
Sevgilerimle...(25 EKİM 2016)
Yorumlar
Yorum Gönder