OYLAT'TA BİR HAFTA SONU
Geçen hafta sonu, takip edenler bilir İnegöl-Oylat'a gittik. Muhteşem doğa manzarası olan bir yer Oylat. Senelerdir hep gitmek isterdim, bir türlü kısmet olmamıştı.
Uludağ'ın tam olarak arkası. Minicik bir yer, kaplıcalarıyla meşhur, İnegöl'e 19 km uzaklıkta. Türkiye'nin en uzun köyünden geçerek varıyorsunuz buraya. Dağdan akan şelalesi, ağaçları, nefis bir havası var. İnsanları da sımsıcak üstelik.
Giderken çok kar yoktu yollarda filan. Ama sanıyorum bize tüm güzelliğini göstermek istedi ki Oylat, uzun zamandır görmediğim şekilde lapa lapa yağan karla bembeyaz karşıladı bizi.
Oteller, 5 yıldızlı filan değil, yani çok lüks değil ama 1-2 seneye kadar o da olacakmış. Sanıyorum Uludağ'ın tam arkası olduğu için bir tünelle bağlayacaklarmış burasını kayak merkezine. Zira 20-25 km mesafede Uludağ'a Oylat, ancak yol yok.
Bu şekilde de tatil ve dinlence hizmeti sağlayacaklar buraya gelen müşterilerine. Bu muhteşem güzel görülmesi gereken yer, sanıyorum bahar aylarında da çok keyiflidir diye düşünüyorum. Bir de buralara gelen insanlar da keşke sadece kendilerinin değil başkalarının da buradan keyif almak için geldiklerinin farkına varabilseler.
Bu kadar güzelliğin içerisinde, siz ne yaparsanız yapın, insanları görgü ve görenek konusunda eğitemediğiniz sürece ne yazık ki o tatil değil ızdırap olabiliyor.
Kaldığımız otel, sömestr tatili olması sebebiyle fulldü. Çoluk çocuk toplanan tatile gelmiş, tabi gelecekler. Ancak tek çocuklar tatile çıkmamış, anne ve babalar da, anne ve baba tatiline çıkmış. O çocuklar koşturuyorlar, lobide top oynuyorlar, oda koridorlarında bağırıp çağırıyorlar, dur durak bilmiyorlar.
Bu yetmezmiş gibi ikaz eden bir ebeveyne dahi rastlayamıyorsunuz. Dinlence tatiline gelen, şifa aramaya gelen yaşlı insanlar da var otelde. Resepsiyona gidip şikayetçi oluyorsunuz, adamcağız "'Her tatilde biz bunları yaşıyoruz maalesef, ikaz ediyoruz ancak aileler umursamaz bir tavır içerisinde"' diyor.
Hak veriyorum, görevliler ne yapsın? Yahu ana baba olmak çok kolay da bunun tatili filan olmaz, bunu anlayan yok. Şimdilerde aman çocuklarımızı kişilikli özgür yetiştirelim derken galiba biraz ipin ucunu kaçırdık toplum olarak.
Toplumun en küçük birimlerini gözlemledim, orada bulunduğum süre içerisinde. Ne kadar dejenere olmuş aileler. Herkes kendi havasında, ailedeki birlik ve beraberlik dağılmış en başta. Belki herkes evinde kendi üzerine düşeni yapıyor ama ya sosyalleştiğinde ?
Bencillik, parasını verdim her şeyi yapabilirim alt yapısı ne kadar da tehlikeli, ne kadar da fütursuz bir düşünce tarzı. Tabii gezeceğiz, tatil yapacağız, dinlenip yeni yerler görmeye gideceğiz, otellerde kalacağız, çocuklarımızı da yanımızda götüreceğiz, onlarla da birlikte sosyalleşeceğiz ama değerlerimizi unutmadan yapacağız tüm bunları.
Hatta hep söylüyorum, ebeveynler özellikle çocuklarıyla tatil yapmalılar, onlarla gezmeliler, birlikte vakit geçirmeliler ancak önce kendi davranışlarıyla onlara örnek olmalılar. Sonrasında çocuklarına bir ortamda nasıl oturulur, nasıl konuşulur, nasıl davranılır bunları da öğretmeliler.
Eğer anne baba olduysanız, o dünyaya getirdiğiniz çocuklarınıza karşı, bu dünyaya gözlerinizi yumana dek sorumlusunuz. Yeniden söylüyorum, anne baba olmanın tatil günü vesairesi yok. Özgürlük demek ilgisiz bırakmak oto kontrolsüz olmak değildir. Sizler farkında olmadan geleceğinizi şekillendiriyorsunuz bilesiniz.
Sevgilerimle..(OCAK 2016)
Yorumlar
Yorum Gönder