KELEBEKLER GİBİ ÖZGÜR OLMAK İSTEMEZ MİSİNİZ?

 Biz insanoğlu hiç bilmiyoruz kendimizi ifade edebilmeyi. Sanki karşımızdaki insana söylemek istediklerimizi söylersek dünya başımıza yıkılır sanıyoruz. Ne sevgimizi sözlerle ne de davranışlarımızla gösterebiliyoruz. Öyle öğretildik çünkü; hep bir kontrol mekanizması devrede.


Ha keza öfkemizi kızgınlığımızı iç isyanımızı dahi dizginliyoruz. Onun için de patlamaya hazır bomba gibi dolaşıyoruz hissettiklerimizi söyleyemediğimiz insanların etrafında. Kıramıyoruz kabuğumuzu ve debelenip duruyoruz kozanın içerisindeki tırtıl gibi. Bir kabuğumuzu kırsak kelebek olacağız, özgür olacağız da fark edemiyoruz.

Ha bir de çevredeki insanlar ne derler korkusu var, yani elalem diye bir fren mekanizması var toplumumuzda. İyi de o elalem sizden bizden oluşmuyor mu zaten. Kiminle konuşsanız hiç gidişattan memnun değil her anlamda; da ne yapıyorsunuz hangi adımı atıyorsunuz mesela gidişatı hayatınızda değiştirmek için?

Oturulan yerden atıp tutmak kolay da icraat diye de bir şey var. Toplumun değer yargıları bitti diye hayıflanıyoruz, kim bu toplum arkadaş? Önce sen sonra ailenin mensupları ve diğer diğerleri değil mi toplumu oluşturan?

Ne çok soru soruyorum değil mi, bak bu da bir soru cümlesi mesela. Sorun, sorgulayın, karışsın kafanız biraz zararı yok, cevapların en doğrusunu önce kendinize verin. İki arkadaşınızla bir araya geldiğinizde üçüncü insanı yahut insanları konuşacağınıza bulmak istediğiniz soruları ona da sorun mesela, yani istişarede bulunun. İnanın bunları konuşmaktan insanları çekiştirmeye vakit bulamayacaksınız.

İnsansanız elbette öfkeleneceksiniz, düşeceksiniz, kalkacaksınız, güleceksiniz.. Bırakın kahkahalarınız öfkenizin önüne geçsin zamanı gelince. Yahut kızgınlığınız gösterdiğiniz sevginin, hoşgörünün, merhametin önünde diz çöksün. Prangalarınızı kırın atın, daha zamanı gelmedi mi bu zincirlerden kurtulmanın. Bu hayatın tekrarı yok, yeniden yaşanmayacak yaşadıklarımız yahut yaşayacaklarımız.

Kendimize uyguladığımız nasıl bir pres se bitmek bilmiyor yaşam boyunca.. Ben her türlü prese hayır diyenlerdenim ama itiraf edeyim geç bile kalmışım. İnsan doğası gereği galiba bu tarz düşünmeye 40'ından sonra başlıyor. Bu hayat sadece ve sadece sizin kendinizin, bu hayatı nasıl yaşayacağınıza da karar verecek olan sizsiniz yani kendiniz.

İki yol var önünüzde, işleri daha çetrefelli hale getirmek mi istiyorsunuz, yoksa hayattan zevk alıp mutlu olmayı mı seçiyorsunuz... Şimdi derin bir nefes alıp kendiniz için yapmak istediğiniz bir şeyi imgeleyin gözlerinizi yumarak hayal kurmaya çalışın. İnanın çok zor değil, hatta çok kolay.. Evren sizin istediklerinizi hayata geçirmeniz için önce hayal etmenizi ve bunun için çaba göstermenizi istiyor sizden, bizden. Yoksa siz hayal bile kuramayanlardan mısınız? (HAZİRAN 2017) 


Yorumlar

Popüler Yayınlar