UNUTULMAYAN EN UZUN GECE 17 AĞUSTOS
19 koca yıl 1999'dan beri geçen. Arkaya dönüp bakınca elde olmadan panik yapıyor insan. Ne ara geçti zaman daha dün gibi diyoruz hepimiz sık sık bu aralar. Ne değişti ne kadar ders alabildik yaşanan en uzun geceden bugüne kadar geçen zamanda. Bence hiç ders almadık, mecburi getirilen zorunlu tutulan birkaç tedbir dışında..
Doğayı en hızlı şekilde tahrip etmeye devam etti insanoğlu. Nasıl çıktığı belirsiz orman yangınlarıyla, kaçak yapılan binalarla, zeminin sağlam olup olmadığına bakılmadan dere yataklarına bataklıklara yapılan binalarla. Bilemedi fark edemedi insanoğlu o çok katlı binaların katlı mezarlıklara dönüşebileceğini.
Bitmeyen para hırsına, ranta, aç gözlülüğe devam etti, yenik düştü yaşamda. Oysa sadece 45 saniyede yerle bir oldu binlerce insanın hayatı da hayalleri de. Yaralar sarıldı, zamanla bir şekilde görünen yüzü kapandı belki de, ya ruhlarda açılan yaralar, tramvalar?
Pek çok insan panik atak'la o yıllarda tanıştı. Belki de her insanın içerisindeki kaybetme korkusunun değişik versiyonuydu bu hastalık. Psikolojik rahatsızlıkların aslında delilikle ilgili olmadığını öğrendi insanlık tüm yaşananlardan. Şimdilerde daha rahat gidiyor pek çok insan psikiyatri bölümlerine, hatta Dr.lar da tavsiye eder oldu, ruhun da iyi edilebilirliğini. Evvelden söylediklerinde aldıkları tepkiyi almıyorlar bugünün insanlarından.
Yaşamı boyunca başına bir ev almak için didinen insanlar da, servetine servet katanlar da aynı seviyeye geldi o hiç unutulmayacak, unutulamayacak 45 saniyede. Can'lar gitti, kimi anasını, kimi babasını, kimi evladını, kimi eşini, torununu, kardeşini yitirdi. Onlarla birlikte tüm hayallerini, geçmişini, geleceğini yitirdi geride acılarla kalanlar.
Üstünden tam 19 yıl geçti, hala başımız döndüğünde dahi deprem oldu zannediyoruz hepimiz zaman zaman. Oysa depremle yaşamaya alışmak zorundayız, coğrafi konumu böyle çünkü memleketimizin. Hele hele bilinçlenmemekte ısrar eden insanların ne yazık ki makus talihi olduğu gerçekliğini kabullenmeyen hallerimizden vazgeçmeliyiz.
Ben kendi adıma her yaşanan günün bu dünya hayatındaki son günümmüş gibi yaşamam gerektiğini öğrendim. Gözlerimizi kapadığımız anda yarınımız yok hiçbirimizin. Tıpkı seneler evvel en sevdiklerini dahi arkalarında bırakıp gidenler gibi.. Allah bir daha böyle bir felaket yaşatmasın memleketimize, milletimize.. Unutmadık, hatırımızda hatıralarımızdasınız...
Sevgilerimle (17 AĞUSTOS 2018)
Yorumlar
Yorum Gönder