ELİN İYİSİ EVİN DELİSİ OLMAYIN

 Hani bir deyim vardır bilir misiniz, Elin iyisi evin delisi diye .Biraz bu konu üzerine beyin fırtınası yapalım bugün. Nereden geldi şimdi ki bu söz aklına diyenleriniz olabilir bu yazıyı okurken belki diye hemen açıklıyorum. 

Biliyor pek çok arkadaşım insanları gözlemlemeyi sevdiğimi ve zaman zaman gözlediklerimle ilgili kesitler sunduğumu sosyal medya hesabımdan. Bilmeyenler tanımayanlar için bir not düşeyim şuraya, asla derdim kusur kesir aramak değil davranışlarında insanların, sadece yaptıkları davranışların sonucunu görüp kendime ders çıkararak yoluma devam etmek şu yaşamda. Çünkü ikra oku denilen hadisenin insanı da okumak olduğunu tecrübe ettim yaşamımda.

İnsan olmanın gereği, Neden sonuç ilişkisini ailelerimizden aldığımız genlerle harmoni ederek güzel bir şeyler ortaya çıkarmaktır yaşama biçimimiz aslında. Yani aşağı yukarı aynı duyguları ve düşünceleri ama öyle ama böyle deneyimleriz hepimiz. Ve ders almadığımız her hadiseyi yine yeniden yaşarken buluruz kendimizi. Kendi hayat hikayesinin baş rol oyuncusu olan kişi ibret almazsa başka yaşamlardan bildiği dili kullanmaya devam eder. Çünkü gördüğü en kestirme yoldur. 

Aslında küçükken de babamın ikazlarına maruz kalırdım, insanlarla ilgilenmemden  dolayı. 'Önüne dön başkalarıyla ilgilenme'' diyerek çokça uyarırdı beni zaman zaman. Ancak elimde değildi ki, bir davranışın bir insan tarafından neden niçin yapıldığını hep sorgulardım minicik yüreğimle, aklımla. Ve bu yaşa geldim hala severim insanların hallerini okumayı. Mesela yaşım küçükken, ilk çocuğun büyük olmaktan, ortanca olan çocuğun ortanca oluşundan hatta evin en küçük çocuğunun dahi küçüklüğünden dem vurduğu yakındığı zamanları hatırlarım. Yani kiminle konuşsam herkes halinden şikayetçiydi, sanıyorum bu hala değişmez kural bu devirde bile. Annelerin babalardan, babaların annelerden yakındığı dönemleri de gözlerdim. Aslında bunca zaman geçmesine rağmen değişen bir şey olamaması da bir handikap galiba.

 Hala pek çok kadın Kocasını eleştirirken elin iyisi olduğunu evde ise astığı astık kestiği kestik hal içerisinde olduğunu söylerler. Hatta bazı çocuklar dahi babalarının davranışlarının kendilerine başka yeğenlerine kuzenlerine başka olduğundan dem vururlar. Ailecek, hep birlikte sosyalleştikleri zamanlarda dahi babalarının yahut eşlerinin kendilerine başka, başkalarına başka davranmalarını gözlemlemek ,içten içe kızgınlık beslemelerine sebep olur aile fertlerinin yaşamlarında. Kendilerine gösterilmeyen toleransın aile dışındaki insanlara gösterilmesi ciddi tramva yaşanmasına sebep olur kişiler üzerinde. 

Peki sadece erkekler de mi görülür bu tarz davranışlar? Elbette değil, kadınlarda hatta çocuklarda dahi görülebilir bu haller enteresan bir biçimde. Bu tarz davranış şekline sahip olan insanlar, nasılsa hep el altında olduğu için, affeden olduğu, hoşgörü gösterdiği ve tepki göstermediği için en yakınındaki sözünün nazının geçtiği insanları harcamaktan hiç gocunmazlar, üstelik de başkaları için. Tabii ki bu insanlar genelde, eşleri yahut çocukları hatta anaları babaları, kardeşleridir.

 Oysa köklerimiz ailemizdir hepimizin. Elbette arkadaşlarımız olmalı, çevremiz olmalı, ancak esas olanın ailemizle mutlu olmamız gerektiğini unutmamalıyız. Zira başkalarının üzerine mutluluk kurulmaz. Ailesini önemsemeyen başkalarını da samimi ve gerçek olarak umursamaz. Elalemin gözünde kuzu, evde kurt iseniz sadece kendinizi köleleştirirsiniz, bu hayatta. Sizin önemsemekten imtina ettiğiniz aileniz fertlerine de kimse değer vermez, kale dahi almaz.

En önemlisi hep yanı başınızda olan ve olacak olan ailenize yatırım yapın, onların gönlünü fethedin ki ihtiyacınız olduğunda yüzlerine bakabilesiniz. Önce evinizin iyisi olun, evin iyisi dışarıda asla kötü olmaz olamaz çünkü. Evde mutlu olmayansa elde mutluluğu hiç bulamaz yaşamda, sevgilerimle..

17 AĞUSTOS 2019



Yorumlar

Popüler Yayınlar